Üye Girişi
Şifremi Hatırlat Şifremi Hatırlat
| |
Yeni Üyelik Yeni Üyelik

Giresun-ŞebinkarahisarGiresun-Şebinkarahisar
KARAAĞAÇKARAAĞAÇ
KÖYÜKÖYÜ
wwwwww
karaagackoyukaraagackoyu
netnet
Takip Edin Takip Edin


Facebook Sayfamız Facebook Sayfamız

Dernek
Derneğimiz Derneğimiz

Sitemizin yeni yüzünü nasıl buldunuz?
Anket Anket

Basın Bülteni Basın Bülteni



EtkinlikEtkinlik Kayıt Formu Kayıt FormuEtkinliklere kaydolmak için tıklayınız
İletişimİletişim Formu Formuinfo@karaagackoyu.net
CanlıCanlı Yayın Yayın
SohbetSohbet Bölümü BölümüDolu dolu ve hoşça vakit geçirmek için
DavetDavet Bölümü BölümüTanıdıklarınızı çağırın sitemizi canlandırın
UlaşımUlaşım Krokisi Krokisi
İller arası mesafe İller arası mesafe

YÖREMİZİN KÜLTÜRÜ

   KÜLTÜR

        Oğuz Türkmen boylarından Kınık;Çavdur,Çepni,Kargun ve Solur adlarının anılıp yaşadığı Şeninkarahisar, Türk Kültür ve değerlerinin yaşadığı önemli yerlerden birisidir. Nitekim sosyologların "Kültür mekânlarda yaşar." tespitinden hareketle Şebinkarahisar´a yaklaşıldığında kültür mekânları bize önemli ipuçları vermektedir.Avutmuşta bulunan Behramşah Camii Selçuklu Döneminin varlığını haber verirken,Kalenin girişindeki Taşhanlar, hemen karşısında duran Fatih Camii Osmanlıların bu topraklarda söz sahibi olduğunu ifade eder.

         TARİHİ ESERLER

         Gerek turizm,gerekse kültürel varoluşların ifadesi olan bu önemli eserler ailesine daha pek çoklarını katmak mümkündür. Nitekim Şebinkarahisar Kalesi Tamzara Camii, Kadıoğlu Camii, Taş Mescid, Kurşunlu Camii,Topal Mehmet Paşa Hamamı, Avutmuş Hamamı Tamzara Hamamı, Kurşunlu Çeşmesi, Zeynube Hatun Çeşmesi, Eyvan Çeşme, Müftü Efendi Çeşmesi, Hüseyin Efendi Çeşmesi, Hacı Yakup Çeşmesi, Alay Çeşmesi, Süleymanağa Çeşmesi, Pertevniyal Çeşmesi ve Atatürk Müzesi sayılabileceklerin en önemlilerindendir.
         Şebinkarahisar´daki milli kültür varlıklarının zenginliği, kültürel yaşantının ipuçlarını verir. Bu mekanlarda Selçuklu´dan Osmanlı´ya ve oradan Cumhuriyet Türkiye´sine bir yol izlemek yaşanılan kültürel akış yönünü bize haber vermektedir.
        Diğer taraftan geçmişte Türklerin dışında öteki Hıristiyan toplumları da bağrında yaşatan Şebinkarahisar, bu dönemin özelliklerinden de izler taşır. Turizm açısından görülmeye değer olan Licese Kilisesi,Taşhan Kilisesi, Asarcık Kilisesi ve Meryemana Manastırı gezilip görülecek yerlerdendir.
                                               
        İNANÇLAR

        İnançları da dini özellik taşıyanlar, folklor özelliği olanlar olarak ikiye ayırmak mümkündür.
        a)Sağlık İşleri ve Ölüm Vukuundaki Adet ve İnançlar:
-Vücutlarında ağrı ve sızı olanlar yeni vurulmuş ayı pöstekisi veya cesedi üzerin de otururlar.
-Yıllanmış sıtmalılara yılanın değiştirdiği derisinin, köpek pisliğine veya kahvenin tütsüsünden verilir. Yedi Mehmet adlı evden ekmek toplar hastaya yedirilir. Böylece sıtmalının iyileşeceğine inanılır.
-Evelik otunun kökleri sökülüp yoğurtla karıştırılarak bir gece oyalandıktan sonra vücuda sürüldüğünde uyuzun geçeceğine inanılır.
        b)Rizyonomik İnanışlar:
-Sivri başlı insanlar devlete erişirler. -Seyrek saçlı kızların kısmeti kıt olur. -Küçük gözlü insanlar tamahkar olurlar.
-Mavi gözlü insanların hain olduklarına inanılır. -Göz kalması eve misafir geleceğine delalettir.
-Düz taban insanların uğursuz olduğuna inanılır.
         c)Hukuki İşler ve Adetler:
-Hırsızlık oldukça az rastlanılan hadiselerdir.
-Kız kaçırma hadiseleri de oldukça az rastlanılan hadiselerdir. Kaçırılarak getirilen kızların geldikleri evlerde bu hareketleri her zaman başa kakıldığından kızlar zorunluluk olmadıkça kaçmazlar.
-Kan gütme davaları sahil şeridine kıyaslanmayacak kadar az ve oldukça nadirdir.
-İmam nikahı ile evlilikler oldukça fazladır.
         d)Meteorolojik İnanışlar:
-7 Mart üçüncü cemrenin düştüğü akşam poyrazla- lodosun dövüştükleri ve bir birlerini yenmeye çalıştıkları gün olarak kabul edilir.
-20 Mayıs akşamı dışarıda hayvan bırakılmaz, yıldızların çarpışacağına inanılır.
-Çarşambadan açan hava perşembeye, cumadan açan hava ise öbür cumaya kadar süreceğine inanılır.
-22 Mart, 18 Nisan, 20 Mayıs, 25 Haziran günlerinde sayılı fırtınaların sahne olacağı kabul edilir.
        e)Sanat, Ziraat ve Ticarete ait düşünce ve inanışlar:
-Akşam Ezanından sonra evden hamur mayası ve çiğ süt dışarı verilmez. Bereketin kaçacağına inanılır.
-Yılbaşında bütün halk hamur ve yoğurt mayalarını tazeler. Bununla yeni yılın bereketi artacağına inanılır.
-Fırın yakan her evin işini bitirdiği zaman yakın komşularına hısımlarına “sıcak” adı verilen ekmek payı dağıtmak mecburiyetindedir

         ADETLER

         a)Düğün Adetleri:
       Oğlan 18-20 yaşlarına geldiğinde ana-baba kız aramaya koyulurlar. Münasip bir Kız bulunduğunda oğlan evinden 3-5 kadından murakkep bir düğür heyeti kurulur ve kız evine gönderilir. Giden düğür heyeti belli etmeden kız evini ve kızı inceden inceye gözden geçirirler ve kız evine bir şey demeden evden ayrılırlar .Kız tarafı da bu arada oğlanı ve oğlan tarafını inceden inceye araştırırlar. Her iki taraf bir birlerinden memnun olursa oğlan tarafı ikinci düğür heyetini gönderir. Düğür tarafı niyetlerini açıklar, kız anası -babası bilir demek suretiyle erkek düğür istediklerini belirtirler. Üçüncü defa erkek düğür heyeti gider ve bu gidişe “Söz alma veya söz kesme” denir. 
       Düğür ve söz kesme işi bittikten başlık meselesi halledildikten sonra nişan ve düğün günlerinin tespitine geçilir. Nişan gününden bir gün önce okuyucu vasıtasıyla mahalle ve köy halkı nişan merasimine davet edilir.
       Kız evine gelen davetliler ikramla karşılanır. Nişan gösterme ve yazdırma işi bittikten sonra kız ve oğlan sahipleri ve üç mutemet kimse tarafından kızın ayrıca ifadesi alınır ve bir odaya çekilerek mahallesinin veya köyün insanına Dini nikah kestirilir. Dini nikahtan sonra şeker veya baldan yapılan şerbetten ikram edilir. 
 Resmi nikah merasimi yapıldıktan sonra düğün hazırlıklarına başlanır. Düğünler genellikle pazartesi öğleden sonra başlar Cuma günü akşamına kadar sürer. Misafirler nişanda olduğu gibi okuyucu vasıtasıyla davet edilirler. Misafirler genellikle düğün müddetince oğlan evinden yer içerler. Bunun için düğüne gelenler bil hassa köylerde bulgur, yağ vs. yiyecekler getirirler. Düğünün ikinci günü alayla kız evine kınacı gidilir. Üçüncü günü geline hamam yapılır. Dördüncü günü damat tıraşı ve damadın hamama götürülmesi yapılır. Gelin oğlan evine götürülür. Güveyi Yatsı Namazının cami de veya köy odasında cemaatle kılındıktan sonra sağdıcı ve arkadaşları tarafından evine götürülür. Cuma günü temizlik ve yemeği müteakip damat sağdıç evine gider. Akşama kadar eve uğramaz. Bu gün gelin görmeye gidilir. 
             ATASÖZLERİ, BİLMECELER,BEDDUALAR

       Bölgede, bölgesel bir çok ata sözü vardır. Bunlardan bir kaçı ;
-Acı kabadayısı müflisin kibarı.
-Bir ağızdan çıkan 32 dişe yayılır.
-Delikli boncuk yerde kalmaz.
-El atına binen köy ortasında iner.
-Minnetsize minder verilmez.
-Oğlan büyür koç olur, Kız büyür hiç olur.
         Bölgesel bir çok bilmeceler de vardır. Bunlardan bazıları ;
-El öper göz seçer, dil biçer- (yazı).
-Kırık kaşık, yerine yapışık- (Kulak.)
-Mavi atlas, İne batmaz,Makas kesmez, Terzi biçmez.-(Gök).
-Minare gibi kara, bin bir çiçek bir lale-(ay ve yıldızlar).
      Halk arasında söylenen bir çok bet dualar(Gargışlar) dan bazıları ise;
-Delikli tahtaya gelesin,gözlerin göğe dikile, hekim hakim parası edesin, kara yele gelesin, ocağına kül elene vs.
      Halk arasında söylenen hayır duaları ise;
-Ekmekli olasın. Adın Anıla. Onurun Arta. Varlığa Ulaşasın. Yüzün Ağara. Yüzün akola. Vs.

                  MAHALLİ KIYAFETLER

Düğün, dernek ve gezilerde bu yöre halkı muhakkak olarak temiz urbalarını giyerler. Giyinişler tabii ve sadedir. Köylü erkekler kesilen davarlarından elde ettikleri yün, tiftik ve kıldan yaptıkları”Şal “ adı verilen kumaşı giyerler. Mahalli kumaşlardan zigve, çaşkur ve mintan şeklinde giysiler yapılır. Şehir erkeklerinin tamamı pantolon ve ceket, köy erkeklerinin bir kısmı çaşkur, aba, zigve ve mintan giyerler. Köylü kadınlarının büyük kısmı düzelden yapılmış peşli adı verilen ve etek entari geri kalanı da basma ve kasaldan yapılmış fistan giyerler.

          TÜRKÜLER VE OYUN HAVALARI

      Türküler genel olarak düğün türküleri, oturak türküleri olarak ikiye ayrılır. Düğünlerde söylenen başlıca türküler dik ayak, Karahisar Türküsü, Düz ayak, Efeler Türküsü, Düz ayak Dudu dilli, Altın Yüzük,Zülüflerin Tutam Tutam,Düz ayak kırmızılım, Kemençe Türküsü, Kelkit Türküsü,Tamzara Türküsü, Giresun Kayıkları başlıca türkü ve oyun havalarıdır.

                         YEMEK

Öte yandan, yemek ve müzik kültürünün kendine has özellikleri vardır.Yemeklerden  toyga çorbası,yağnı,madımak,siron, keşkek, hoşveren kavurması, kendine has özellikleri olanlardan bazılarıdır.
FOLKLOR
Halkın yaşayışına, hayat görüşüne, sanat eserlerine, inanç ve geleneklerine ait olan ve kuşaktan kuşağa devredilen kültür unsurlarının tümüne geniş anlamıyla folklor denilir.

YORUM GÖNDERYORUM GÖNDER
  Adınız Soyadınız :
  Mesajınız :
Not : Lütfen küçük harf kullanınız. Maksimum 500 karakter

Önemli Not : Gönderilen mesajlar sistem tarafından kayıt altına alınmakta olup site yöneticileri tarafından görülmektedir. Lütfen bu hususa dikkat edelim ve başkalarını rahatsız edici mesajlar göndermeyelim.
Sayfa Üretim süresi :0,4648

© 2012 karaagackoyu.net
Karaağaç Köyü Web Portalı http://www.karaagackoyu.net

Tam Ekran