Sen, hatıralarımın kadınısın.Sakın unutmayasın, haberin olsun.
Sen, başıma som altundan yaptırdığım tacsın bunu bilmelisin
Sen, evimin sultanı uykularımın en müthiş rüyasısın .
Sen, gönül bahçemdeki eşine ender rastlanan güller buketisin.
Sen, görmeyi bilen yeşil zeytin renkli, güzel gözlüsün bunu kabul etmelisin
Ve sen,yüreğimin en düzenli atışı,hayatımın baharı diye söz verdiğimsin.
Sen, yeni ekilmiş can suyu henüz verilmiş ender fidelerden birisin .
Sen, dünyaya haykırarak söylediğim tek sevgilim diye ilan ettiğimsin.
Sen, güneşin doğuşundaki aydınlığa, batışındaki hüznüne yazdıklarımsın.
Sen,öpmeye ,sevmeye doyamadığım gözlerimin nuru ve iki çocuğumun biricik annesisin,
Sen, Diyarbakır’ın ağustos ayındaki sıcaklıktaki asırlık çınar ağacının gölgesisin.
Ve sen meyve ağaçlarının ağaçtaki tarifsiz güzelliği,bereketi ve ihtişamısın.
Sen, şairlerin ilham kaynağı başı dumanlı karlı dağların doruğundaki efsanesin.
Sen, dini bayramlarda küslerle,dargınlarla barışmadaki tatlı heyacansın.
Sen, ramazanda iftar sofrasındaki güzelliğin,bereketin ve aclığın timsalisin.
Sen, engin denizlerde boğulmakta olan birinin son anda kurtarılmasındaki sevinçsin.
Sen,On şiddetindeki depremde, günlerce enkaz altında, ac susuz şekilde, yaşama umudusun.
Ve sen her zamanki gibi Aslı misali Keremi gibi cayır cayır yandırıp kül edensin..